ESKİŞEHİR İLİMİZİN İNÖNÜ İLÇESİ

ANA SAYFA ESKİŞEHİR INONU
ESKİŞEHİR İLİNİN HARİTADAKİ KONUMU
ESKİŞEHİR - Haritadaki Konumu

Tarihi

İlçenin kuzeyinde şimdiki adı ESERÖNÜ olan mevkide kalıntılardan elde edilen bilgilere göre İnönü’nün tarihi Hititler zamanına kadar uzanmaktadır. Anadolu’ya ilk Orta Asya Uygarlığını getiren Hititlerin, İnönü’yü kurdukları düşünülmektedir. Fakat onlara ait elimizde geniş bir doküman yoktur. Bu bakımdan İnönü’nün kurucusu olarak M.Ö. 1200 tarihinde İstanbul Boğazını aşıp, Anadolu’ya giren ve Etileri yıkmış olan Frigyalıları göstereceğiz. Gordiyon etrafında kurdukları medeniyet ve devlet kısa zamanda etrafa taşmış ve İnönü de o zaman şu anda ESERÖNÜ olarak anılan mevkide kurulmuştur. Kalıntıları halen görülmektedir. Frig yapısı taş anıtlar, sütun başlıkları mazinin zenginliği halinde muhafaza edilmektedir. Bu tarihten Romalılara kadar geçen devre bilinmemektedir. Romalıların Anadolu'ya yayılışında, İnönü'nün yeniden kurulduğu görülmektedir. İnönü bütün Roma site konuşlanmalarında olduğu gibi savunma gayretleri ile inler önüne çekilmiştir. Bu çekilişte de yüksek ve hâkim bir tepe esas alınmıştır. Kasabanın ilk adı bazı kaynaklarda BASİLİKA olarak geçer. Prens sarayı veya kalesi anlamına gelen bu isim, İnönü’nün Bizans sarayı ile yakın ilgisini göstermektedir. Adı ne olursa olsun asırlar boyunca Doğu Roma yani Bizans İmparatorluğu İnönü’ye sahip olmuştur. Kale kalıntıları yakınından çıkarılan mermer büstler ve su kemerleri bunun bariz delilidir. İznik’e kadar büyük bir hızla yayılan Selçuklu Kumandanı Kutalmışoğlu Süleyman Beyin bu dönemde İnönü’yü Selçuklu topraklarına kattığı sanılmaktadır. Tarihin Büyük Türk Zaferi olarak selamladığı Malazgirt Meydan Savaşından sonra açılan Anadolu kapılarında bir çığ gibi akan Türk Akıncılarının o devir ölçülerine göre bir eşik görünümünde olan İnönü’ye geldikleri kesinlikle bilinmektedir. I. Haçlı Seferi İnönü’de karşılanmış ve tarihi kayıtlara göre iki ordu İnönü Ovasında “Sarısu” mevkiinde karşılaşmış, Haçlılar burada hezimete uğratılmıştır. Haçlıların çekilmesinden sonra tekrar bir Anadolu Selçuklu Kasabası haline getirilen İnönü, uzun seneler Ahilerin manevi himayesinde kalmıştır. İnönü’de Malazgirt Savaşından önce başlayan alperen faaliyetleri sonucunda geçimi bakır işlemeciliğine dayanan zamanın yerli halkı, kurulan “Şeyh Kuddusi Tekkesi” marifetiyle dine ısındırılmış, Ahilik teşkilatının esnafı kucaklayan sıcak atmosferiyle birleştirilerek adeta gelecek Türk devletine hazırlanmıştı. İlçede mevcut iki camiin tarihi 1098 yıllarına dayanmaktadır. Selçuklular Döneminde özellikle 1100 yıllarında İnönü’de bir Uç Beyliğinin varlığını görüyoruz. Oğuzların Kayı Boyu Beyi Osman Bey tarafından Karacahisar fethedilince, İnönü, Eskişehir’le birlikte Selçuklu Hükümdarı tarafından bu Beyliğe hediye edilmiştir. İşte İnönü bu tarihten itibaren Osmanlıdır. Selçukluların yıkılmasıyla Osman Gazi tarafından Beyliğin bağımsızlığı ilan edilmiş ve Tevarihi Âli Osman adlı eserde ifade edildiğine göre Osman Gazi adına ilk hutbe İnönü Merkez Camiinde okunmuştur.

Daha fazla teferruata inmeden İnönü Zaferlerini, kendini bir çığ zannedenlerin bir buz parçası gibi eritildiği, sopanın, imanlı elde çeliğe galebe çaldığı büyük bir zafer olarak selamlıyoruz. İnönü İlçesi Yunanlıların işgaline uğramış ve tam on altı ay işgal altında kalmıştır. 09-10 Ocak 1921’deki I. İnönü Savaşı Yunanlılara gözdağı verme operasyonudur. II. İnönü Muharebesi ile (31 Mart – 1 Nisan 1921) düşman toparlanamayacak şekilde hezimete uğratılmıştır.  Bu savaşlarda İnönü halkı düzenli ordumuza büyük yardımlarda bulunmuştur. Savaşın sevk ve idare edildiği tepe, bu gün İnönü Şehit Ali İhsan Aydın İlköğretim Okulunun üzerinde bulunduğu Tarassut Tepe’dir. Böylece İnönü Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşaya çektiği telgrafta da belirttiği gibi “Siz sadece düşmanı değil Türk’ün makûs talihini de yendiniz” iltifatına mazhar olarak şanlı tarihimizin altın sayfalarındaki yerini almıştır.

Coğrafi Durumu

İnönü; Ege, Marmara ve İç Anadolu Bölgelerinin kesiştiği noktada yer almakta olup, Yüzölçümü 342 Km² ’dir. Rakımı ise 840 metredir. İlçe Nüfus Yoğunluğu (kişi/km²) : 20,97 (Türkiye Ort. (kişi/km²): 98) . İlçemiz İç Anadolu bölgesinde merkezi bir coğrafyada olmak ile birlikte Eskişehir, Bilecik ve Kütahya ya yakın mesafededir.

Doğu batı doğrultusunda Bozüyük’e kadar uzanan İnönü ovası yerkabuğunda meydana gelen tektonik hareketler sonucu oluşmuş olup, son derece verimlidir. İlçenin güneyindeki Domaniç Dağının kollarından Yeşil Dağın devamı olan volkanik kökenli Göktepe ve Kuz dağının yamacında aralıklı püskürtmelerin eseri olarak ortaya çıkan doğal inler (mağaralar) yer almaktadır.

İlçe bu doğal inlerin hemen önünde yer alması nedeni ile İnönü adını almıştır. Tarihte kale olarak da kullanılan bu mağaralardan bazıları birbirleri ile bağlantılıdır. Birkaç yıl önce İnönü Belediyesince kalede (mağaralarda) bir gezi yolu yapılmış ve böylece mağaralar birbirleri ile irtibatlandırılmıştır. Bu gezi yolu kaleye çıkan merdivenler şeklinde olup, mağara içinde de devam etmektedir.

İnönü bir kaç bölgenin tam kesiştiği bir alanda yer alması nedeni ile farklı iklim özellikleri taşıyan alanlar arasında, bir intikal iklimine sahiptir. Ancak iklim ağırlıklı olarak karasal iklimin karakteristik özelliklerini gösterir. Kışlar çok soğuk ve yağışlı yazlar ise sıcak geçmektedir. Kuzeyden gelen soğuk ve nemli rüzgârlara açık bir konumda olması nedeni ile kış mevsiminde sık sık don olaylarına rastlanır. Rakımın yüksekliği nedeni ile sıcaklık derecesi düşük olup, bu durum tarımdaki çeşitliliği olumsuz yönde etkilemektedir. İnönü Ovası geniş ölçüde tarım faaliyetlerine son derece elverişli olduğundan, tabii bitki örtüsü mevcut değildir. Çevresinde ise büyük ölçüde tahribata uğramış seyrek meşelikler ve bozkırlar vardır. Taban suyu yüzeye çok yakın olup, doğu ve batısında debisi yüksek kaynak suları bulunmaktadır. Yöre başta magnesit olmak üzere, maden yönünden zengindir. İlçenin güney ve güneydoğu istikametinde iki adet debisi oldukça yüksek, mineral açısından zengin, yeryüzüne çıkışı 26’C olan yarı termal su kaynağı bulunmaktadır. Bitki örtüsü Çoğunlukla olarak meşe (%66) ve çam (%24), yer yer de gürgen, ardıç, kızılcık ve alıç (% 10) ağacı bulunmaktadır.