KARS İLİMİZİN KAĞİZMAN İLÇESİ

ANA SAYFA KARS KAGIZMAN
KARS İLİNİN HARİTADAKİ KONUMU
KARS - Haritadaki Konumu

TARİHİ

Yavuz Sultan Selim'in yerine İstanbul'da tahta geçen oğlu Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) birinci doğu seferinde Safili Şah-İsmail'in oğlu Şah Tasmasp üzerine yürüyerek Kars'ı Osmanlı egemenliği altına almıştır.Böylece Kağızman Deresi 1534 de Osmanlılar'a dahil olmuş ve 1579'da Kars Eyaleti'ne bağlanmıştır.

Osmanlılar 1579 da Keçivan Kalesi'ni onarıp Çarşı Mahallesi'nde de şimdiki Kağızman Kalesi'ni taştan yaptırmış, Toprakkaledeki Eski sancak merkezi buraya taşınmıştır.Kanuni'nin yaptırdığı Kale ve kale yanındaki Süleyman Han Camisi 30 Mayıs 1664 Perşembe günü başlayıp yedi gün yedi gece süren Ağrı Depremi'nde sarsıntıyla yıkılmıştır.Kağızman'ın altın ve gümüş madenleri işletilmiş I.Sultan Mahmut adına Kars'ta kesilen gümüş akçaların madeni de Kağızman'dan çıkarılmıştır.

Osmanlı-Rus Savaşları : 1807,1828 ve 1855 yıllarında üç defa koca ordularla saldırıp Kars'ı Anadolu'dan kopararak eline geçiremeyen Rus Çarlığı, 70 yıl sonraki Doksanüç Harbi(1293/1877) sırasında buna muvaffak olmuş ve Kars ve çevre ilçelerinde yerli halkımızın tabiriyle 'Kırk-Yıllık Karagünler'i başlatmıştır.

Doksanüç'te Kars'ın düşüşü ile Kars ve çevre ilçelerinde katliam ve yağma felaketi başlamış ahali göçe zorlanmış, tutsak erlerimiz şehit edilmiştir.Yapılan zulümden usanan Kağızman'ın Yerli ahalisi de Horasan,Hasankale,Erzurum,Erzincan,Sivas,Tokat,Çorum Yozgat gibi yerlere göçerek Kağızman'ı terk etmek zorunda kalmıştır.Kalanlar ise esaret altında yaşamaya mahkum edilmiştir. Muhacirliğe zorlanarak göç ettirilen halkın yerine Ruslar,Malakanlar,Rumlar ve Ermeniler yerleştirilmiştir.İlçede yaşanan esaretten kurtuluş için Müslüman ahalice dernekler kurularak milli mücadele ruhu oluşturulmuştur..Çalışmayı başlatan milli mücadeleciler Ruslar tarafından takip edilerek çalışmaları engellenmeye çalışılmıştır.

1914 de Cihan Harbi Avrupa'da patlak verince Türkiye'de de Seferberlik ilan edilmiş olup bunun üzerine Ruslar Kars ilinde Türkiye Şehbenderliği ile alakası olan ve Türklere öncülük edenleri yakalayarak 150 den fazla Türk'ü sürgün ederek Astargan,Orenburg ve Semerkand gibi 'İçeri' yerlere göndermişlerdir.

Bu sırada sürgüne gönderilenler arasında Türkçülerden Kağızman'da üç kardeş olan İsmail Beyzade Mehmet,Ali Rıza ve Ömer Beyler tutuklanarak Kars Hapishanesi'ne konulmuş,Kağızman Sancağı'nda teşkilat kuran Tacir Halil Beğ(1868-1935) ile Kağızman Müftüsü Şeyh Numan Efendi ve Zarif Beğ Astargan'a sürülmüştür.1917 Rus İhtilali ile Çarlık devrilince bütün siyasi mahkumlar gibi serbest kalan Kars ve Kağızmanlı sürgünlerde 1917 sonlarında evlerine dönmüşlerdir.

1914'de Çarlık Rusya'nın 'Milli mücadelede bulunuyorlar' diye yakalayarak sürgüne gönderdiği150 Karslının arasında bulunan Kağızmanlı İsmail Beyzade, Ali Rıza, Mehmet ve Ömer Beğler, Tacir Halil Beğ, Zarif Beğ, Kadı Mustafa Efendi, Halife Numan Efendi gibi Kağızman'ın ileri gelenleri 1917 ihtilalinde sürgünden geri dönerek Ermenilere karşı yerli halkını teşkil andırıp silahlandırma başlatmışlardır.

3 Mart 1918'de imzalanan Brest-Litowsk Anlaşmasını tanımayan Ermeniler Kars'ta Kağızman'da yerli halkı katliama uğratmışlardır. Mart ve Nisan aylarında Ermeniler'in Kağızman'da giriştikler mezalime silahsız Kağızmanlılar ve güçleriyle direnirlerse sonuç itibariyle 400'ün üzerinde şehit vermişlerdir.

Ordumuzun Kars'ı kurtarma çabalarını gören Ermeniler, Şaban, Böcüklü, Kömürlü, Yalnızağaç, Paslı'daki ahalinin üzerine yürümüş, bu ahali Purut, Camuşlu, Kozlu, Kızılveren köylerinden çekilmişlerdir. Ermeniler teslim aldıkları silahsız halkın 150'ye yakını Kızılveren ve Kozlu köylerinde katletmişlerdir. Bir o kadarını Paslı ve Çilehane arasında öldürmüşlerdir.

Kağızman'ın Toprakkale mahallesinde halkı kandırıp silahları toplanmış, çarşı merkezindeki Gamir Damı'na doldurup105 kişiyi süngüleyip katletmişlerdir. Bunların arasında Kağızmanlı Şair Hıfzı da vardır. Bu katliamların durması ve topraklarımızın düşmanlardan kurtulması için Eyüp Ağa Tekbağ'daki evinin hinzanından Ermenileri kurşun yağmuruna tutmuş, Taşkışla Binasında Avcı Mahmut ve arkadaşları Şido Ömer, Garip Memet, Çilo Recep, Kızılkiliseli Yakup ve diğerleri Ermenileri Taşkışlaya sokmamak için direnmişlerdir. Avcı Mahmut şehit düşmüştür. Yerli halkı örgütleyen Ali Rıza Bey 26 Kasım 1918'de Kars'ta kurdukları Milli İslam Şurası'nın bir sancak şube-sini açarak faal bir çalışma süreci başlatmıştır.

Bu teşkilatta Hoca Ömer Lütfi Efendi, Mehmet Beğ, Kadı Mustafa Efendi'nin oğlu Aslan Beğ, Mehmet oğlu Musa ve kardeşi Mithat ile Nuh Beyler ilk görev alanlarıdır. 23 Nisan 1919 günü Milli Şura hükümetinin binası İngilizler tarafından basılarak hükümet erkanı Batum'a ve Malta'ya sürülmüştür. Mahpus iken bir bahane ile açılıp yeniden faaliyete başlamış Milis güçleri toparlanmış, karargahını Ortakale'ye kurmuş ve Ermenilere karşı mücadelesini sürdürmüştür. Yer yer Kağızman'a baskınlar düzenlemiştir, bu baskınlar Ermenileri yıldırmıştır.

Doğu Cephesinde yaşanan bu katliamları önlemek ve düşman işgalini yok etmek için Kazım Karabekir Paşa kumandasındaki 15. Kolordu taarruz girişimlerine başlarken Milli Şura Kuvvetlerine de silah ve asker yardımında bulunmaya başlar. Kağızman bölgesinde 1. Mürettep Tugay görevlendirilir. Doğu Cephesi komutanlığının verdiği işaret üzerine 28 Eylül 1920 saat 3:00'de taarruza geçilir. Ortakale'den Ali Rıza Beğ kuvvetiyle Çürük, Armutlu, Gülantep istikametinde ilerleyerek Karakurt'tan Kağızman'a hareket eder. 29 Eylül'de Kağızman'a girerek Kağızman'ı tutar Ordumuzun 30 Eylül'de Kağızman'a girmesiyle Ermeni birlikleri ilçeyi boşaltmaya başlar. Kağızman, 1 Ekim 1920'de Kurtulur.

COĞRAFİ DURUM

Kağızman 1972 km² lik bir alana sahiptir. Yükseklik farklılıkları ilçe içinde fazladır. Bu yükseklikler 1100-1600 m arasında değişmektedir. Kuzeyinde Kars merkez ve Selim, doğusunda Tuzluca, Digor, batısında Sarıkamış, güneyinde ise Ağrı merkez ile komşudur. Kars il merkezine 76 km uzaklıkta, Aras vadisindeki bir birikinti kesiti üzerinde yerleşmiş durumdadır.

İlçe coğrafi bakımdan henüz tektonik oluşumunu tamamlamamıştır. Faylar ve kırıklar üzerinde yerleşilmiştir. Dolayısıyla zaman zaman yörede depremler tehlikeli olmaktadır. 1104-1962 yılları arasında 13 deprem olmuştur. Diğer taraftan düşme, kayma ve sürünme şeklinde kütle hareketleri olmaktadır. Kötek, Çallı civarında kaya düşmesi, Camuşlu-Kozlu, Yenice-Taşburun ve Akdam köyleri civarlarında heyelan görülmektedir.