İZMİR İLİMİZİN SELÇUK İLÇESİ

ANA SAYFA İZMİR SELCUK
İZMİR İLİNİN HARİTADAKİ KONUMU
İZMİR - Haritadaki Konumu

Selçuk, Ege Denizi kıyısında, İzmir iline bağlı tarih ve doğa açısından olağanüstü zenginliğe ve güzelliğe sahip turistik bir ilçedir.

 Batısı deniz, kuzeyi içinde göller bulunan Kuş Cenneti, doğu ve güneyi ise ormanlarla çevrilidir. İlçedeki çevre bilinci bu güzelliklerle bütünleşmiş olup, doğal ve arkeolojik değerlerle iç içe yaşamanın verdiği bilinç üst noktadadır. Çevredeki turistik tesisler doğa ile kaynaşmış, yeni ve her türlü gereksinime cevap verecek niteliktedirler.

11 km.lik kumla kaplı kıyının sadece 4 km.si turistik tesislere ayrılmış, kalan bölümü doğal haliyle bırakılmıştır. İlçe arkeoloji, tarih, din ve kültür açısından dünyanın en önemli merkezidir. İlkçağda yedi harikadan birisi olan Artemis Tapınağı ve Asya’nın en büyük kenti olan Efes ile isim yapmışken, Erken Hıristiyanlık Dönemi’nde Meryemana, St. John, St. Paul, St. Lucas ve 431 yılı Evrensel Konsili ile yeni dinin önemli bir merkezi durumuna gelmiştir. Bu nedenle Papalık burasını Hac Yeri ilan etmiştir. Efes’te henüz kazısı yapılmamış çok sayıda Havra’nın bulunması, buranın Musevi dinine inananlar için de önemli bir yer olduğunu gösterir. Kentte 12. yüzyıl ile birlikte görülen çok sayıdaki Selçuklu ve Erken Osmanlı Türk İslam dini yapıları sanat tarihi açısından görülmeye değer önemli kültür varlıklarıdır.

 Geçen yüzyıldaki kentsel dokusunu aynen koruyan Şirince Köyü, meyve, şarap ve geleneksel nefis yemekleri ve otantik yapı ve yaşantısı ile bir nostalji köyüdür.

Efes’in 18 km.lik yoğun arkeolojik alanı vardır. 130 yıldan beri devam eden yoğun kazı çalışmaları bunun sadece % 3-4 bölümünün ortaya çıkarılabilmesini sağlamıştır. Buna rağmen gerek hacim ve gerekse harcanan emek buradaki kazı çalışmalarının bu türde uğraş verilen yerlerin en büyüğü olduğu konusunda tartışma götürmez. Efes buluntularının saklandığı Selçuk-Efes Müzesi sahip olduğu ve sergilediği yalnızca yerel eserlerle Avrupa’nın en önemli ve zengin yerel müzesi durumundadır. Sergilenen eserlerden Efes Artemis heykelleri benzer kült heykelleri içinde en ünlüleridir. Müzede her hafta bir bilim adamı konferans verirken, her 15 günde bir çağdaş sanat eserleri sergisi de açılmaktadır. Müze ve Efes’te galeri olarak da kullanılan eski mekanlar, eserlerini sergilemek isteyen çağdaş sanatçıların hizmetindedir. Bunların yanında Efes Büyük Tiyatrosu, Odeion’u ve Celsus Kitaplığı Kültür Bakanlığı’nın izinleri ile klasik müzik konserlerine ve ünlü sanatçıların sanat gösterilerine açıktır. Son 15 yılda dünyanın ünlü orkestralarının hemen hepsi Efes Tiyatrosu’nda büyüleyici sanat gösterileri yapmıştır. Ayrıca isimleri herkes tarafından bilinen çok sayıda ünlü sanatçı burada konser verebilme şansını yakalamıştır. Nisan-Kasım aylarında Selçuk gerçek bir kültür ve müzik kentidir.

Günümüzde çağların yıpratamadığı ilçe, tarihi, kültürel, sanatsal ve doğa zenginlikleri ile Türkiye’de turizm potansiyelinin yoğunlaştığı, ülkemizin yerli ve yabancı konuklar tarafından en çok rağbet edilen, gezi programlarının olmazsa olmaz bölümü haline gelen ve uluslararası turizm sisteminin en gözde merkezidir.

TARİHİ

İlk çağın en ünlü şehirlerinden biri olan Efes, Küçük  Menderes  nehrinin  sularını boşalttığı körfezin yakınında kurulmuştur. Tarıma elverişli toprakları, Doğu’ya açılan büyük ticaret yolu oluşu, gerek putperestlik gerekse Hıristiyanlık döneminde çok önemli bir dini merkez oluşu, tarihe büyük kent olarak geçmesini sağlamıştır. İlim ve sanat dünyasında da adını duyurmuş, ünlü kişiler yetiştirmiştir. Bunlar, rüya  tabircisi Artemidorus, şair Callinos ve Hipponax, filozof Herakleitos, ressam Parrhasius, gramer bilgini Zenodotos’tur.

Efes’in tarihi M.Ö.6000’lere kadar inmektedir ki bunu, son yıllarda Arvalya ve Çukuriçi höyüklerinde ele geçen buluntular ortaya çıkarmıştır. Ayasuluk Tepesi’nde yapılan kazılar da burada Erken Tunç Çağı’ndan Hellenistik Çağ’a kadar kesintisiz yerleşmenin var olduğunu göstermiştir. Bu da Eski Efes’in Ayasuluk Tepesi’nde olduğunu, buranın Anadolu Kavimleri ve Hititler tarafından iskan edildiğini ispatlamaktadır. Ayrıca Hitit yazılı metinlerinde Apasas olarak geçen kentin bu kent olduğu da kesinleşmiştir. 

Yazarlar Strabon ve Pausanias, tarihçi Herodot, Efesli şair Callinos gibi antik kaynaklar Efes’in Amazonlar tarafından kurulduğuna ve yerli halkın Karyalılar ve Lelegler’den oluştuğuna işaret etmektedirler.

M.Ö.1050‘de, Androklos, diğer kolonistler gibi Anadolu’ya gelmiş, Efes ve civarını almıştır. M.Ö.7.y.y.’da Kimmerler’in istilasına uğrar ve Artemis Tapınağı yerle bir edilir. M.Ö.560’da Lydialılar tarafından Efes, Artemision çevresine  taşınır. Daha sonra Kral Barışı’nın (M.Ö.386 ) sonunda Efes, Büyük İskender’in gelişine dek sürecek olan Pers egemenliği altına girer.

Bugün gezilen Efes, Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö.300’de kurulmuştur. Efes, Bizans Çağı’nda tekrar yer değiştirmiş ve ilk kurulduğu Ayasuluk Tepesi’ne gelmiştir.

1304 yılında kesin olarak Türkler’in eline geçmiş ve 1426 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. 1914’de Ayasuluk adı Selçuk olarak değiştirilmiş ve Kurtuluş Savaşı sonrasında bir süre Akıncılar adıyla anılan Selçuk, 1957’de İzmir’in ilçesi durumuna getirilmiştir.