İSTANBUL İLİMİZİN BAHÇELIEVLER İLÇESİ

ANA SAYFA İSTANBUL BAHCELIEVLER
İSTANBUL İLİNİN HARİTADAKİ KONUMU
İSTANBUL - Haritadaki Konumu

TARİHİ

Bahçelievler ve çevresi, Bizans İmparatorluğu döneminde tarım ve bağcılık faaliyetlerinin yoğunlaştığı anlar olup, Hepdemon diye anılmaktaydı. Hepdemon, Rumeli'den gelen kervan ve askeri konvoyların İstanbul'a geçiş güzergahı üzerinde bulunuyordu. Burada bir çok imparator sarayları, kiliseler ve konutlar inşa edilmişti. Topraklarının genişliği, İstanbul'a yakınlığı ve bol suyu sayesinde bir karargah haline gelmişti. Büyük depremlerde halk bu bölgeye kaçar ve afetin dinmesine kadar bölgede kalırdı. Ayrıca Hepdemon, başkente ve Marmara kıyılarına yakınlığı yüzünden çok rağbet gören yazlıklardan biriydi.

Hepdemon kiliseleri meydanında Ayios, İonnis, Evangelistis ve Vaktitis kiliseleri çok meşhurdur. Bu kiliselerde imparatorlar taç giyerlerdi. Tarih boyunca Rum Ortodoksların tarım alanı olan ilçe toprakları, Türklerin İstanbul'u fethetmesiyle zaman içinde terk edildi. Bölge, Osmanlılar zamanında Bakırköy ve Yeşilköy'deki küçük bölgeler dışında tamamen sahipsiz kaldı. Osmanlı Devleti İstanbul'daki toplumsal ihtiyaçları vakıf yoluyla karşılandığından devlet bünyesinde kentsel sorunlara eğilmek üzere ayrıca örgütlenmeye gerek duyulmamıştır.

II. Meşrutiyet'ten sonra, Hazine-i Hassa mallarını maliye hazinesine devrederken Bahçelievler ve civarındaki alanlar da bu mallar kapsamındaydı. Bu araziler 1912'den sonra bir komisyon tarafından değer biçilme yoluyla satılmıştır.

Cumhuriyet döneminde Avrupa ile ekonomik ilişkiler gelişince, demiryolları yetersiz kalmış yeni karayollarının yapımına hız verilmişti. Bugün Londra asfaltı olarak tanımlanan ve 2x2 şeklinde Bahçelievler'in kuzeyinden geçen yol bu arada yapıldı. Yol boyunca iskan ve istihdam alanları açıldı ve birçok mahalle bu yol boyunca oluştu.

1955-1960 dönemi belediye, karayolları, limanlar dairesi ve daha sonra devreye giren İmar İskan Bakanlığı ile ortak çalışmalar sonucu proje ve uygulamaların yoğun olduğu hareketli bir dönem olmuştur. 1959 yılında İstanbul İmar ve Planlama Müdürlüğü ve bu müdürlükçe üretilen çalışmaların denetim ve uygulamaya dönüşmesinin sağlanması için bir idare kurulu oluşturulmuştur. 1960'larda yetersiz kalan Londra Asfaltına ilaveten güneyden yeni bir yol, E-5 inşa edilmiş ve bu yol da Bahçelievler'i güneyden sınırlandırmıştır. Bu yol boyunca bir çok fabrika kurulunca yerleşim kent görünümü almaya başlamış ve büyük iskan alanı olmuş ve bugünkü Bahçelievler inşa edilmiştir. İlçe bu yıllarda idari açıdan Bakırköy'e bağlı olduğu için idari ve sosyal açıdan yetersiz kalmış ve ilçenin dışarı bağımlılığı artmıştır. 1978'lerden itibaren ilçede, devletin yapılaşma politikası yüzünden bugünkü görünümü olan yüksek binalar inşa edilmiştir. Buna rağmen Bahçelievler İstanbul'un diğer ilçelerine göre daha az gecekonduya sahip ve yerleşim daha planlıdır.

Bugün ilçe sınırları içinde bulunan Bahçelievler Mahallesi, 1980 öncesinde İstanbul Belediyesi sınırları içinde bulunuyordu. Yine bugünkü ilçe sınırları içinde bulunan bölgelerde, Kocasinan ve Yenibosna Belediyesi adı altında iki belde belediyesi faaliyet göstermekteydi. 1982 yılında İstanbul Belediyesine bağlı bir şube müdürlüğü durumuna getirilen Kocasinan ve Yenibosna belediyeleri, 1984 yılında Büyükşehir uygulamasına geçilmesiyle birlikte Bakırköy ilçe belediyesine bağlanmıştır.

İlçe 3806 sayılı yasa ile 25 Ağustos 1992 tarihinde Bakırköy ilçesinden ayrılarak Bahçelievler ilçesi ve onun yerel örgütü olarak Bahçelievler İlçe Belediyesi kurulmuştur.

COĞRAFİ YAPISI

Bahçelievler ilçesi; İstanbul'un Avrupa yakasında 0-1 karayolunun (Eski E-5) kuzeyinde yer almaktadır. Batıda Küçükçekmece, güneyde Bakırköy, kuzeyde Bağcılar ve doğuda Güngören ilçeleriyle çevrilidir. İlçenin batısındaki sınırı Ayamama Deresi, doğusundaki sınırı ise Çırpıcı Deresi belirlemektedir. İlçe, denize doğru uzanan derelerin oluşturduğu vadi ve tepeler üzerinde yerleşmiştir. Batıdaki Almama Deresi arasında Yenibosna yerleşimi, Yenibosna Deresi ile Tavukçu Deresi arasında Kocasinan yerleşimi, Tavukçu Deresi ile doğudaki Çırpıcı Deresi arasında Bahçelievler yerleşimi yer almaktadır. İlçe toprakları 1674 hektarlık bir alanı kaplamaktadır. Tarihi yarımadaya ve Atatürk Hava Limanı'na olan yakınlığı nedeniyle gelişmeye çok uygun bir ilçedir.

1 JEOLOJİK YAPI :Bahçelievler sınırları esas itibariyle eosen ve Miyosen dönemi çökelleri ile kaplıdır. Bölgenin kuzeyinden yaklaşık kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda uzanan doruk boyunca, paleozoik temel kayaçları yüzeyde görülmektedir. Alan içerisinde en yaşlı birim Miyosenin tabanında yer alan Çukurçeşme Formasyonu'dur. Bunun üzerinde ise, Güngören, Bakırköy Formasyonları yer alır. Dere yataklarında vadi genişliğince Kuvaterner yaşlı alüvyal çökeller vardır. Alüvyal çökeller özellikle Ayamama Deresinde kuzey-güney doğrultusunda vadinin doğu kesiminde bir taraça oluşturur. Benzer bir taraça Çırpıcı dere vadisinde de dar bir alan kaplamaktadır. En üstte ise belirli alanlarda güncel yapay dolgu malzemeleri tespit edilmiştir.

Çukurçeşme Formasyonu: Bahçelievler alanının batı sınırını oluşturan Ayamama deresi alüvyonlarının doku dokunağından itibaren Ayamama Deresi boyunca yaklaşık 200-500 m genişliğinde bir alan ile Kocasinan deresinin ve ilçe sınırlarının kuzey kemsinde dar bir saha bu Formasyon ile kaplıdır. Bu Formasyonun en çok 20-30 m kadar olduğu tahmin edilmektedir. Çukurçeşme Formasyonu esas itibariyle kırmızımsı sarı, açık kahverengi kil-silt ile tutturulmuş tane boyları ince kumdan çok kaba kuma, 5-10 cm çapında çakıl boyutuna kadar ulaşan taneli malzemeden ibarettir.

Güngören Formasyonu: Bahçelievler sınırlarının büyük bir kesimi, Güngören Formasyonu ile kaplıdır. Genel olarak tepe düzlüklerinde yer alan Bakırköy Formasyonunun bittiği noktadan başlayıp, vadi yamaçları boyunca alüvyal çökellerine ait kesimlere kadar uzanır. Mavimsi açık yeşil, yeşilimsi gri-kahve, beyaz-kirli beyaz ve yer yer bej, az siltli yerel ince çakıllı ve siltli kum kanallı, ender olarak karbonatlı, silt-kum ve orta kesimlerinde bazen mactra fosili marn-killi kireçtaşı ince ara tabakalı, yer yer fisürlü, şişme basıncı yüksek, orta plastik, orta katı-katı killer hakim litolojiyi oluşturur. Güngören Formasyonu, açılı uyumsuzlukla tabanındaki Çukurçeşme Formasyonu üzerine gelmekte ve üst seviyelerine doğru artan karbonat içeriğine bağlı olarak kil ara seviyeli marnlarla giderek kireçtaşlarının baskın olduğu Bakırköy Formasyonuna uyumlu bir geçiş göstermektedir. Güngören Formasyonunun kalınlığının 60-80 m arasında olduğu ve kalınlığının kuzeyden güneye artış gösterdiği tespit edilmiştir.

Bakırköy Formasyonu: Kocasinan Merkez Mahallesi kuzeyinden başlayarak güneye Zafer Mahallesine doğru hat boyunca yer alan sırtlar ile Bahçelievler Mahallesinin büyük bir kesiminde Bakırköy Formasyonu yüzeyleşmektedir. Miyosen çökellerinin en üst düzeyi olan Bakırköy Formasyonunu, erime boşluklu kof, tebeşirimsi, sarımsı-beyaz, bazen yeşilimsi, killi kireçtaşı ile kil düzeyleri oluşturur. Bakırköy taşı, mactralı kireçtaşı veya küfeki taşı da denilmektedir. Bakırköy Formasyonunun alan içindeki kalınlığı yaklaşık 25-30 m arasındadır. Formasyon genel olarak güney yönünde birkaç derece eğimli olup, tepeler ve sırtlar boyunca mostra vermektedir.

Alüvyon: Ayamama (Halkalı), Kocasinan (Tavukçu) ve Çırpıcı vadilerinin tabanında Kuvaterner yaşlı alüvyal çökeller bulunmaktadır. Vadiler boyunca kuzeyden güneye doğru alüvyonların kalınlığı ve genişliği artmaktadır. Genel olarak kil, silt ve seyrek kumlu çakıl düzeylerden oluşur. Kalınlığı ortalama olarak 8-10 m kadardır.

Dolgu: Bahçelievler sınırları içerisinde önemli sayılabilecek 3 bölgeye yapay dolgu alanları tespit edilmiştir. Ayamama vadisine yakın, Altınyıldız Fabrikası kuzeyinde, yaklaşık 50-70 dönüm kadar bir saha doğuda Efes Pilsen ve Ateş Tuğla Fabrikası arasında 40-50 dönüm kadar bir alan, Böbrek Hastanesi-Koza evleri ve Efes Pilsen fabrikasının güney kesimi arasında kalan 100 dönüm kadar olan saha farklı kalınlıklarda yapay dolgu ile kaplıdır. Değişken olmakla birlikte 7-8 m kadardır. Dolguyu oluşturan malzeme, bölgedeki hafriyat ve inşaat atıklarından oluşmaktadır. Alüvyon ve dolgu alanları "önemli alanlar olarak ayrılırken, kalan diğer bölgeler (toplam alanın %95'i) "yerleşime uygun alanlar" dır.

2 DEPREMSELLİK Bölgede deprem riskini belirleyen jeolojik unsurların en önemlisi Kuzey Anadolu Fayı'nın Marmara denizi ve kuzeyinden geçen koludur. Marmara Denizi içindeki normal ve doğrultu atımlı faylar birlikte hareket etmelidir. Marmara bölgesindeki deprem aktivitesinin büyük bir bölümünün İstanbul'un doğu ve batı yakasının güneyinde yer aldığı görülmektedir. Bahçelievler ve çevresi deprem riskinin hesaplanması için kullanılan yönteme göre yıllık maksimum deprem büyüklüğü ortalama M=4.8 ve maksimum büyüklüğü M=5.3'tür. Bölge Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından hazırlanan Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası'nda "2. derece deprem bölgeleri" sınırı içinde kalmasına rağmen, bölgesel ölçekteki tektonik yapı, ilçenin bulunduğu konum dikkate alındığında statik ve depremsellik hesaplamalarında riski azaltmak bakımından 1. derece deprem bölgelerine ait parametrelerin kullanılması uygundur.

3 HİDROLİK YAPI: Yüzeysel su durumu: Bahçelievler sınırları içerisinde havzanın genel topoğrafik eğimine uygun olarak kuzeyden güneye doğru akan dereler bulunmaktadır. Bu dereler doğudan batıya Çırpıcı, Kocasinan ve Ayamama (Halkalı) dereleridir. Halkalı Deresi'nin beslenme alanı yaklaşık 30 km2, Çırpıcı Deresinin 20 km2 dir. İlçede devamlı akan dere yoktur. Kış aylarında ve yağışlı dönemde yüzeysel akış görülür. Thornthwaite su bilançosuna göre, Aralık ile Mayıs ayları arasında diğer aylara göre su fazlası vardır. Bölge için Florya Meteoroloji İstasyonu verilerine göre yıllık toplam sellenme 204 mm olarak hesaplanmıştır. Diğer aylarda yağışa bağlı yüzeysel akış yoktur. Söz konusu derelerde görülen akış daha çok evsel ve sanayi atıklarından oluşmaktadır. Her 3 dere yatağı da Bahçelievler Belediye sınırları içerisinde sıhhileştirilmiş durumdadır. Yer altı Suyu Durumu: Bölgenin temelini oluşturan Trakya Formasyonu genel olarak geçirimsizdir. Kırık veya çatlaklı kesimlerden pek az su alınabilir. Yapılan bazı sondajlarda 0.2-0.5 L/sa veya günde 15-40 m3 su alınabilmiştir. Temel kayaçlar üzerine gelen Eosen çökelleri, hidrojeolojik özellikleri bakımından çok farklı birimlerden oluşmaktadır. Resifal kireçtaşı olduğu yerlerde 5-20 L/s veya günde 400-200 m3 su, killi marnlı kireçtaşı yüzeylerinde 1-2 L/s veya günde 80-160 m3 su alınabilmektedir. Bu iki kireçtaşı arasında yer alan şeyi veya kumlu ve killi düzeylerde aşırı su çekilmesi nedeniyle su tükenmeye başlamış, bu düzeyden 0,5-1 L/s veya günde 40-80 m3 su alınabilmiştir. Miyosen istifinin en üst birimi olan Bakırköy Formasyonundan 0.5-1 L/s veya günde 40-80 m3 kadar su alınabilen yerler vardır. Vadi tabanlarında yer alan alüvyon çökelleri, gevşek kum çakıl ve silt ile kilden oluşur. Genel olarak geçirimli ve gözenekli olan ancak kalınlığı nedeniyle beslenmesi ve depolaması çok az olan bu bölge, yüzeyden evsel ve sanayi atıkları ile kirlenmiş ve buna bağlı olarak nitrat-amonyak ve kolibasiline rastlanmıştır. Organik madde yüksekliği nedeniyle içime elverişsiz olan havza suyu, sulama suyu bakımından C2-S1 sınıfındandır.

4 İKLİM: İlçenin iklim özelliklerini belirtmek için Florya Meteoroloji ve Gözlem Ölçüm İstasyonu değerlerinden yararlanılmıştır. Yıllık ortalama sıcaklık 13.5 C, ortalama en yüksek sıcaklık 23.2 C ile Temmuz, ortalama en düşük sıcaklık ise 5.1 C ile Ocak aylarıdır. Genel olarak Ekim sonunda başlayan yağışlı dönem Mart sonuna kadar devam etmektedir. Kasım, Aralık ve Ocak ayları ortalamadan önemli sapmalar göstermektedir. Bu devreden sonra kurak bir döneme girilmektedir. Toplam yıllık yağışın %90'ı Kasım-Nisan, %10'u ise kurak dönemde gerçekleşmektedir. Ortalama yıllık yağış 637 mm.dir. Ortalama en yüksek yağış 100 mm. İle Temmuz aylarında ölçülmüştür. Toplam yıllık potansiyel buharlaşma-terleme 815.9 mm.dir. En yüksek ortalama 155 mm ile Temmuz, en düşük ortalama 15.5 mm ile Ocak ayında hesaplanmıştır.

5 BİTKİ ÖRTÜSÜ: İstanbul metropoliten alanın doğal bitki örtüsü orman, maki ve kıyı bitkilerinden oluşmaktadır. Çatalca ve Kocaeli Yarımadasında iklim şartlarına uygun bitki toplulukları, kuzeyde nemli, güneyde kuru türler gelişmiştir. Bahçelievler'de daha önceki yıllarda bağlar, ağaçlıklar, fidanlıklar mevcutken yoğun yapılaşma nedeniyle bugün bunlar tamamen tahrip edilmiştir.