BOLU İLİMİZİN MENGEN İLÇESİ

ANA SAYFA BOLU MENGEN
BOLU İLİNİN HARİTADAKİ KONUMU
BOLU - Haritadaki Konumu

TARİHÇE

Mengen adının ne zamandan beri kullanıldığı bilinmemekle  beraber Bolu ile eşit olduğu sanılmaktadır.İlçe merkezi Zonguldak İli’ni D-100 Karayoluna bağlayan yol güzergahı  ve D-750 Karayolu üzerinde kurulmuştur. Yerleşim alanı itibariyle bir vadi görünümü taşımaktadır. Köylerin çoğu orman arazisi üzerinde kurulmuş olup dağınık bir yerleşim durumu arz etmektedir.  Köylerimizin  birçoğunun 5-6 mahallesi  bulunmaktadır.

Toplumsal  yapı itibariyle halkın aynı kültür ve geleneklere bağlı olması türdeş bir durum taşımaktadır. Buda yönetim ile halk arasındaki ilişkilerde gayet olumlu sonuçlar doğurmaktadır.İdari tarihçesine göre  M.Ö. 74 yılında Bitinya Kralı lV Nikomedes  tarafından Romalılara devredilmiştir. Romalı’lardan sonra yöreye Bizanslılar sahip çıkmıştır. Gökçesu çevresinde Bizans, Roma ve Bitinya’lılara ait kalıntılara rastlanmıştır. Gerede ile birlikte 1395 yılında Osmanlı topraklarına Konuralp tarafından zaptedilerek  katılmıştır. Orhangazi devrinde Bolu’ya gelen İbni Batur bu çevrenin Türkmen’lere meskun olduğunu belirtmektedir. 15. yy. başında Yıldırım Beyazıt zamanında Anadolu’nun bütün kuzey batı kesimi Osmanlı idaresine geçirilmiştir. Timur istilasından sonra Bolu çevresi İskenderoğulları istilasına uğramış ise de ll. Murat zamanında tekrar Osmanlı İdaresine geçirilmiştir.

19. Yy. başlarında tüm Anadolu’da olduğu gibi, Bolu ve çevresinde de halkın huzuru kalmamıştı. Bu nedenle devletçe yeniden bir teşkilatlanma düşünülmüştür. Bu arada Mengen’de yeniden kurulan (Bolu Viranşehir) birleşik mutasarrıflığa bağlandı. Mengen ile birlikte Mutasarrıflığa bağlı 19 Voyvadalık vardı. Bunların yönetimi halkın seçtiği ayanlar tarafından yapılırdı. 1864’ de bu mutasarrıflık Kastamonu Vilayetine bağlandı.1870’de Bolu’ya bağlı kazalar 5’e indi. Bunlardan biriside Gerede’ye bağlı Bucak olarak bırakıldı. Mengen 01 OCAK 1948 yılında 5071 Sayılı Kanunla Gökçesu ve Pazarköy bucaklarını içine alarak İlçe haline gelmiştir.

Mengen Karadeniz Bölgesinin batı kesiminde Bolu İli’ne bağlı bir İlçedir. Toprakları: Doğuda  Karabük’ün Eskipazar, Güneyde Bolu , Gerede ve Yeniçağa, Kuzeyde Zonguldak’ın Devrek, Kuzey Doğuda Karabük’ün Yenice İlçesi ile batısı Bolu İli ile çevrilidir. Yüzölçümü 89.500 hektardır. İlçenin 55 Köyü, Gökçesu ve Pazarköy olmak üzere 2 beldesi vardır. İlçe sınırları içerisinde kalan topraklar baştan başa dağlık ve tepelik yerlerdir. 51.988 hektarlık kesimi ormanlık alandır. Dağlar arasında ve akarsular kıyısında yer yer  küçük düzlüklere   rastlanmaktadır. İlçenin alçak kesimleri Mengen suyu vadisindedir. Yüksek kısımlarda yaylalar bulunmaktadır. Soğuk içme suları bulunan yaylalar hayvanların otlak yeri olarak kullanıldığı gibi halkın tatil günlerinde piknik ve dinlenme yerlerdir.

İlçemiz Mengen ve çevresinin tarihi, çok eskilere dayanmakta ve Bolu tarihi ile eşit olduğu  sanılmaktadır. Bu bölgeyi M.Ö. 74 yılında Bitinya kralı IV. Nikomedes Romalılar’a devretmiştir. Romalılar’dan sonra da bölgeye Bizanslılar sahip çıkmışlardır. Özellikle Gökçesu Vadisi boyunca ve çevresinde Bitinya, Roma ve Bizanslılara ait pek çok kalıntıya rastlanmaktadır.

İçinde yaşadığımız Mengen bölgesini bize kazandıran, Selçuklular, Candaroğulları ve Osmanlılardır. Mengen isminin nereden geldiği ve bu ismi ne zaman aldığı hususunda bir kesinlik yoktur. Ancak bazı kaynaklarda yörenin yerleşim yeri isimlerinin değişikliği gösterilirken,Mengen isminin Candaroğulları ve Osmanlılardan kaldığını görmekteyiz. Mengen ve çevresinin 1395 yılında Gerede ile birlikte Osmanlı topraklarına katıldığı anlaşılıyor.
Kaynaklarda 1453’te İstanbul’un fethedilmesi hadisesinin Bolu bölgesinde sevinçle karşılandığı zikrederken, 1461’de Fatih Sultan Mehmed’in Amasra Hakimi’nin cezalandırılması amacıyla çıktığı seferin güzergahı sayılırken de, Üsküdar, İzmit, Ükyazı, Bolu ve Hızır Bey ile Mengen yolunu takip ettiği belirtilmekte ve sık ormanların ilerleyişe engel teşkil ettiği zikredilmektedir. Yavuz Sultan Selim devrinde ve 1519’da Bolu’nun teşekkül ettiği sancaklar sayılırken, Mengen’in ismi de geçmektedir.

Öte yandan 1609-1657 yıllarında yaşayan ünlü Osmanlı yazarlarından Katip Çelebi, Bolu’ya ait büyük ölçüde kıymete haiz bilgiler vermektedir.Cihannüma adlı coğrafya eserinde Bolu’nun yerleşme merkezlerini de anlatır ve Mengen ile Gökçesu’ya da yer verir. 1611-1682 yıllarında yaşayan dünyaca ünlü seyyah ve Türk bilgini Evliya Çelebi de “Seyahatname” isimli eserinde Bolu’ya dair enteresan bilgilere yer vermektedir. Evliya Çelebi’nin Mengen haricinde bütün Bolu sancağını gezdiğini ve gördüğü yerleri uzun uzun tasvir ettiğini görmekteyiz. Hatta seyahatnamesinin bir bölümünde der ki: “… Bolu’nun Gökçesu, Sazak, Gerede, Dörtdivan ve Yığılca gibi nahiyeleri vardır.” biz bu ifadeden Gökçesu’nun 17. yüzyılda direk Bolu’ya bağlı bir nahiye merkezi olduğunu anlamaktayız. 19.yüzyılın ilk yansında ve II. Mahmud’un tahta çıkmasından sonra kısa bir dönem devlet otoritesi sağlanamadı. Dolayısıyla bu dönemde Bolu da Ayanların hükmüne girdi. Bu kısa dönem içinde yerleşim yerlerindeki ağaların, yaşadıkları yerlere damgalarını vurdukları görülüyor. Nitekim Gökçesu’da da o dönem için Küçük Haliloğlu’ndan bahsedilmektedir. Diğer yandan 1940 yılında muhassıllıkların alınması hususunda, Gümrükçü Osmanpaşazade Ethem Beyin Gerede, Dörtdivan, Çağa, Ulak ve MENGEN muhassıllığını aldığı zikredilmektedir. Bu arada önemli bir hususu da belirtmek gerekir. Kaynaklarada geçen Mengen, bugünkü ilçe merkezi olmayıp Pazarköy beldesi ve bugünkü Mengen’i de içine alacak şekilde o çevrenin adıdır.

Bolu; Osman Gazı zamanının sonuna doğru, 1320 lerde Osman Gazi’nin komutanlarından Konuralp tarafından zaptedilmiştir. Orhan Gazi döneminde Geyve, Göynük ve Mudurnu üzerinden Bolu’ya gelen İbni Batuta bu havalinin Türkmenlerle dolu olduğunu kaydetmektedir.
Onbeşinci yüzyıl başında ve Yıldırım Bayezit zamanında Anadolu’nun bütün kuzeybatı kısmı Osmanlı idaresine girmiştir. Ankara Savaşı ve Timur istilasından sonra Bolu havalisi İsfendiyaroğulları’nın tecavüzüne uğramış ise de II. Murat zamanından tekrar Osmanlı idaresine geçmiştir, İlçenin Güneyhisar ve Topyazı denilen mevkilerindeki yeraltı mağaraları, Nazırlar Köyü yakınlarındaki tarihi kalıntılar, bu yöre tarihinin çok eski devirlere uzandığını göstermektedir.

İlk Türk aşiretinin önce Mengen’in güneydoğusundaki Eğriova yaylalarına geldiği, fakat burasının yüksek rakımlı olması nedeniyle barınmalarına elverişli bulunmadığı, kendilerine daha müsait olan Mengen deresi içlerine yayıldıkları tahmin edilmektedir, iki koldan hareket eden  kabilelerden bir kısmı, şimdi Kösekadılar adını taşıyan mahallenin içine ve civarına yerleşmişlerdir. Diğer ikinci kol ise, buradan 3 km mesafedeki Alibeyler ve o zamanki adları ile Odabaşılar, Mukayyid, Kabaşalih, Demircihorasan, Yılkan, Karaca, Hasanbaşlar ve Küçükhasan adları altında bugünkü bucak merkezi civarına yerleşmişlerdir.

Kabilenin ikiye ayrılmasından sonra aralarında problem eksik olmamış ve uzun süre mücadele içinde kalmışlardır. Neticede eskiden yörede bulunan Rum, Ermeni ve Kıptı kabilelerine karşı ayaklanarak bunlar üzerinde kendi idarelerini hakim kılmışlardır.

Mengen ilçe olmadan önce Rumbeyli ve Beşler olmak üzere iki mahallesiyle bugünkü Pazarköy beldesine, Pazarköy de Gerede’ye bağlı bulunmaktaydı. Rumbeyli mahallesi daha sonra Türkbeyli’ye dönüştürülmüştür. Halk arasında “Beşler Mahallesi”yle birlikte “Türkbeşlı”de denilmektedir.

İlçemizi idari tarihçe itibariyle ele aldığımızda, dört bölümde incelemek daha doğru olur.
1. İlk Devir
2. Voyvodalık Devri
3. Nahiye Devri
4. Kaza Devri

1. İLK DEVİR : M.Ö. 74 yılında Bitinya’dan önce Roma’ya daha sonrada Bizans’a geçen bu bölge, 1395’te Osmanlılar’a geçer ve Gerede’ye bağlanır. Mengen, 1812 yılına kadar Gerede’nin geçirdiği yönetim devrelerine ortak olur. İdari tarihçeye göre bir kaç bey tarafından idare olunduğu belirtilmektedir. Bu beyler; Konak Köyü’nde Kolçakpaşaoğlu Miri Ali, Pazarköy de Albaşoğlu ve Susuz Köyü’nde Feyzullah Ağa’dır.
1829 tarıhine kadar Mengen 9 divandan teşekkül etmekteydi:

1. Kavurgalar Divanı : (Beşler-Rumbeyli-Konak-Hacıahmetler)
2. Rüknettin Divanı : (Rüknettin-Demirciler-Dereköy-Teberikler-Kavacık-Sazlar)
3. Çıbık Divanı : (Çubuk-Kıyaslar-Akveren)
4. Bürnük Divanı : (Bürnük-Çırdak-Karaishak)
5. Pazarköy Divanı : (Şeyhler-Pazarköy-Düzağaç-Akinek)
6. Nazırlar Divanı : [Nazırlar-Düzköy]
7. Yörükler Divanı : (Kuzgöl- Sazlar- Yörükler)
8. İlyaslar Divanı : (İlyaslar- Karaşeyhler-Sarıkadılar-Çayköy]
9. Seyre Divanı : fSeyre-Alibeyler-Karandı-Arak-Karacalar]

2. VOYVODALIK DEVRİ: [1861-1869] Ondokuzuncu yüzyıl başlarında büyün Anadolu’da olduğu  gibi, Bolu ve çevresinde de halkın huzuru kalmamıştır. Bu nedenle devletçe yeniden bir teşkilatlanmaya gidilmiştir. Bu bağlamda Mengen de yeniden kurulan Bolu-Viranşehir birleşik  mutasaraflığına bağlandı. Mengen ile beraber mutasarrıflığa bağlı 19 voyvodalık vardı. Bunların yönetimi, halk tarafından seçilen Ayanlar tarafından yapılırdı .Bolu mutasarraflığı 1864’te Kastamonu vilayetine bağlandı. Bu arada Bolu’nun da bağlıları Mengen ile birlikte le birlikte otuzbire  ulaşmıştır.

3. NAHİYE DEVRİ: [1870-1948] Bolu ya bağlı olan kazalar 1870 yılında beşe inmiştir.Bunlardan biri de Gerede’dir. Mengen’in statüsü ise Gerede’ye bağlı bucak konumundadır.1878 devlet salnamesine göre Gerede, Kastamonu vilayetine bağlı Bolu sancağının bir kazasıdır. Gerede’ye bağlı nahiye olarak da sadece Mengen görülmektedir 1915 te Gerede’ye bağlı  bir bucak olan Mengen, 35 köyden meydana gelmekteydi. 22 okulu ve 12 odalı bir medresesi vardı. Köylerle birlikte toplam 20 camii ve 3 mescidi bulunmaktaydı,

4. KAZA DEVRİ: (1948-?) Mengen, 1 Ocak 1948 yılında ve 5071 sayılı kanunla Gökçesu bucağını da sınırları içine alarak bir ilçe haline getirilmiştir.Merkeze bağlı 51 köy ve 84 mahalle, Gökçesu’ya bağlı 16 köy ve 80 mahalle, Pazarköy beldesine bağlı da 18 köy ve 63 mahalle bulunmaktadır.Gökçesu ve Pazarköy olmak üzere 2 beldesi bulunan Mengen’in toplam 55 de köyü mevcuttur.

COĞRAFİ DURUM

Mengen ilçesi, Karadeniz Bölgesi’nin batı bölümünde, Karadeniz’ e 65 km. kuş uçuşu mesafededir. İlçe, Mengen ( Kocaçay ) Çayı’nın aktığı genişçe bir vadiyi andıran küçük bir ovada yer alır. Deniz seviyesinden yüksekliği 630m olup, yüzölçümü, 883 km2 dir.

İlçemiz; kuzeyinde Zonguldak ilinin Devrek İlçesi, batıda Bolu ili, güneyde Yeniçağa, güneydoğuda Gerede, doğuda Karabük ilinin Eskipazar ilçesi ve kuzeydoğuda Karabük ilinin Yenice ilçesi ile komşudur. İlçenin en yüksek noktası Çal Tepesi olup yüksekliği 1893 m’dir.

Mengen havzasının etrafını çeviren dağlardan kaynaklarını alan, kuzey ve güneyden küçük derelerin katılarak büyüttüğü Mengen Çayı ( Kocaçay ), kuzeydoğudan güneybatı istikametine akarak, Gökçesu Beldesi’nde Bolu Çayı ile birleşir ve Karakaya Çayı’nı oluşturur. Bu çay, Karabük’ten gelen Soğanlı Çayı ile birleşip Filyos Çayı’nı oluşturur.

Yavuz Sultan Selim devrinde Bolu’nun teşekkül ettiği sancaklar ifade edilirken Mengen’in ismi de geçmektedir. Öte yandan 1609 – 1657 yıllarında yaşayan Kâtip Çelebi Bolu ve çevresine ait geniş bilgiler vermektedir. Cihannüma adlı coğrafya eserinde Bolu’nun yerleşim merkezini anlatırken Mengen ve Gökçesu’ya da değinmektedir. 1611 – 1682 yıllarında yaşayan dünyaca ünlü seyyah ve Türk bilgini Evliya Çelebi “Seyahatname” adlı eserinde Bolu ve civarındaki yaşam hakkında aydınlatıcı bilgiler vermekle beraber Bartın, Ereğli, Gerede ve Akçakoca’ya kadar olan sahaların Bolu Sancağı içinde olduğunu anlatır.

İlçemiz sınırları içerisinde irili ufaklı çok sayıda göl ve göletler bulunmakta olup, Şirinyazı (Bürnük) Göleti’nde aynalı sazan ve gökkuşağı alabalık türü yaşamaktadır. Genel yasaklar dışında, amatörce, olta ile balık avcılığı da yapılmaktadır.

Genellikle orman içi açıklıkları olan yaylalarımız, buralara yakın olan köylerimizin halkı tarafından yaylacılık faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Uzun süre yeşil kalabilen yaylalarımız, köylülerimizin küçük ve büyükbaş hayvanlarını götürerek, yaz boyunca kalabilecekleri ve hayvanlarını besleyebilecekleri alanlardır. En güzel yaylalarından biri de Akçakoca Yaylası’dır. Bulutların ve ağaçların aralanıp dünyanın çatısının görünmesine izin verdiği bu güzel yayla, sarıçam ve köknar ağaçları ile çevrilidir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı adı verilen, İzmit Körfezi’nden başlayarak Van Gölü’nün kuzeyine kadar ulaşan ve ülkemizde meydana gelen birçok depremin görüldüğü hat üzerinde bulunan Mengen, ikinci derecede tehlikeli deprem bölgesi üzerindedir.